Savaş, deprem, şiddet, kazalar, ekonomik sorunlar…Böylesi bir karmaşa içinde kaygı en sık hissedilen duygulardan biri oluyor doğal olarak. Her birimiz farklı biçim ve şiddette olsa da kaygılanıyoruz. “Bu kadar kaygılı olmam normal mi?” sorusu çokça gelmeye başladı bugünlerde.
Kaygı, insanlığın varoluşundan bu yana kendisine eşlik eden bir duygu. Gerçekte var olmayan ama var olma ihtimali olan bir duruma karşı hissettiğimiz duygu olarak tanımlayabiliriz kaygıyı. Korkudan farkı nesnesinin olmayışıdır, yani kaygıya neden olan şey belirsizdir. Ancak dozunda bir kaygı, yaşamı anlamlandırma, farkına varma ve kişiliğin gelişiminde oldukça önemlidir.
Psikanalizin kurucusu Freud, kaygıyı gerçekçi ve nevrotik olarak ikiye ayırır. Gerçekçi kaygı, her insanın arada bir yaşadığı mantıklı ve anlaşılır kaygıdır. Yukarıda bahsettiğimiz, yaşamı sürdürmek için gerekli olan kaygı türü budur. Nevrotik kaygı ise gerçek dışıdır, mantığa aykırıdır ve kişinin uyum yeteceğini bozar.
Kişilerin yaşadığı kaygı duygusunu anlamaya çalışırken bu ayrım çok işimize yarar. Kişideki kaygı neye yol açmaktadır? Burada belirleyici olan, kişinin kaygı nedeniyle işlevselliğinin bozulup bozulmamasıdır. Bazen kaygı, bizi bir sınav için daha iyi hazırlamaya teşvik eden itici bir güçtür. Bazen de birilerinin zarar görebileceği bir hatayı yapmamızın önüne geçen.
Ama kaygı, günlük işlerimizin bile önünde bir engel haline gelmişse o zaman işlevi bozulmuş demektir. Kaygı nedeniyle dışarı çıkamamak, sınıfta oturamamak, yolculuğa çıkamamak, başkalarının yanında yemek yiyememek…
Maalesef yazıya girişte belirttiğim gibi, içinde yaşadığımız toplumsal koşullar kaygı eşiğimizin düşmesine neden oluyor. Olağan koşullarda kaygısı ile baş edebilecek durumdaki pek çok kişide, kaygı bozukluğu belirtileri ortaya çıkabiliyor.
Kaygı(Anksiyete) bozuklukları; fobiler, yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk gibi farklı türlerde olup tedavisi mümkün rahatsızlıklardır. Kaygı bozukluklarının tedavisinde terapi ve/veya ilaç tedavisi kullanılabilir. İçimizdeki kaygının yaşamımızı alt üst etmediği günlerde yaşamak dileğiyle…
Comentarios