top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Gülperi Putgül Köybaşı
    Gülperi Putgül Köybaşı
  • 2 Şub 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 23 Tem 2020

Ruhsal açıdan sıkıntı yaşamakta olan ve yardım arayışına girmiş kişilerin, en sık merak ettiği sorulardan biridir nasıl bir tedavi yönteminin uygulanacağı. Bu çok yerinde sorunun yanıtına dair karmaşa, hem sağlık alanındaki piyasalaşmanın yarattığı güvensizlikten hem de ruh sağlığı hizmetlerinin işleyişindeki aksaklıklardan kaynaklanıyor.


Belki bir başka yazıların konusu olabilecek pek çok kafa karışıklığı mevcut alanımızda. Psikoloğa mı gitmeliyim psikiyatriste mi? Psikolog terapi yaparken, psikiyatrist ilaç tedavisi mi uygular? Uzun terapi süreçlerinde verilen maddi manevi emeğin gerçek bir karşılığı var mı? Psikiyatri ilaçları bağımlılık yapar mı? Liste uzayıp gider, hepsini yeri geldikçe bilimsel verilerin ışığında yanıtlamaya çalışacağım.


Bugün konuşacağımız başlığa dönersek, ruh sağlığı alanında çok çeşitli tedavi yöntemleri bulunduğunu belirtmekle başlayalım. İlaç tedavileri, analiz, dinamik psikoterapi, açıklayıcı psikoterapi, destekleyici psikoterapi, BDT (bilişsel davranışçı terapi) EMDR (göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme) gibi farklı terapi yöntemleri, EKT (elektro konvülsif tedavi) olarak gruplayabileceğimiz tedavi yöntemlerinin her birinin etkinliği bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Burada seçilen yöntem, hasta/danışanın ihtiyacına ve klinisyenin ilgi alanına bağlı olarak değişebilmektedir.


Örneğin kimi psikiyatrik hastalıklar kişiyi korumak ve hastalığı kontrol altına alabilmek amacıyla bir klinikte yatarak tedavi edilmek zorunda olabilir. Örneğin şizofreni, şizoaffektif bozukluk , bipolar bozukluk gibi hastalıklarda antipsikotikler, duygududurum düzenleyiciler (örneğin lityum) gibi ilaçlar olmazsa olmazdır. Yine major depresif bozukluk ve obsesif kompulsif bozuklukta antidepresanlar tedavide ilk sırada yer alırlar. İlaç kullanma zorunluluğu olmasına rağmen kullanamayan ya da ilaç yan etkilerini istemediğimiz bazı durumlarda EKT güvenli ve etkili bir yöntem olarak tercih edilebilir. Bazı durumlarda ise sadece terapi yöntemlerinden biri kullanılarak ilaçsız iyileşme sağlanabilir.


Bir psikiyatrik hastalık varlığında tedavinin ilaç tedavisi mi yoksa bir terapi yöntemi mi olacağı, kişinin hekim tarafından değerlendirilmesi ve önerileri sonrasında birlikte verilecek bir karar olmalıdır. İlaç tedavisi ya da terapilerin birbirinden çok da bağımsız düşünülmemesi gerekir. Biri varsa diğeri olmaz gibi bir algının varlığı, tamamen yanlış bilgilendirme ile ilişkilidir. Aynı hastalık için hem ilaç tedavisi hem de terapi yöntemleri ayrı ayrı ya da birlikte sürdürülebilir. Kimi durumlarda her ikisinin birlikte kullanımının etkinliği arttırabileceği, yapılan çalışmalarla gösterilmiştir.


Yukarıda da bahsettiğim gibi tedavi yönteminin hangisi olacağında temel belirleyen; hasta/danışanın sağlık durumu ve ihtiyacı olacaktır. Öncelikle hekim tarafından herhangi bir ruhsal hastalığın olup olmadığı ayırt edilmelidir. Ardından eğer bir tanı konulduysa, hastalık için gösterilmiş en etkin tedavi seçeneklerinden biri kişiye önerilmelidir. Bu aşamada hastaya sunulan seçenekler değerlendirilirken; hastanın beklentisi, sosyal desteği ve olanakları da gözetilmelidir. Eğer bir hastalık söz konusu değilse de var olan sıkıntıya yönelik uygun müdahale yöntemlerinden biri seçilir.


Bilgi kirliliğinin çok yaygın olduğu ve pek çok kişinin kendi çabaları ile bilgiye ulaşmaya çalıştığı günümüzde, her şeye rağmen bilimin ışığı yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Ruh sağlığı hizmetlerinin kalitesinin toplumun bütününü etkileyen bir rolü olduğu gerçeği, bu konuda çok daha fazla adım atılması gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu nedenle alanda uzman kişiler olarak bizlerin de hasta, danışan ya da yakınlarına doğru bilgiyi taşıma zorunluluğumuz olduğunu düşünüyorum.

İzmir psikiyatrist olarak sağlıklı ve huzurlu bir toplumda yaşayabilmek ümidiyle…


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yaşlılar evde kalsın demek yetmiyor

Korona salgınında 65 yaş ve üzeri kişilerin daha fazla risk altında olduğunun ortaya çıkmasıyla birlikte, tüm dünyada yaşlı nüfus eve...

 
 
 
Korona günlerinde alkole dikkat!

Korona salgını ile birlikte yaşamımızda pek çok değişiklik yapmak zorunda kaldık. Günlerdir evden çıkamayanlar, salgına rağmen işe gitmek...

 
 
 

Commenti


bottom of page